Öz yeterlik, bireyin belirli bir görevi yerine getirme konusunda kendi kapasitesine ilişkin algısıdır. Bu tür algılar, bireylerin gerçek davranışları ve dolayısıyla performanslarını etkiler. Ayrıca eğitim araştırmacıları, politika yapıcılar ve uygulayıcılar; öğretmenlerin öz yeterliğinin pedagojik uygulamaları ve eğitim kalitesi ile güçlü bir şekilde ilişkili olduğu konusunda hemfikirdir. Aynı şekilde, yüksek bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT) öz yeterliğine sahip öğretmenlerin okullar arasında eşit dağılımının, sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı öğrencilere dijital okuryazarlık becerilerini öğretme konusunda avantajlı öğrencilerle aynı fırsatı sağladığı öne sürülmüştür. Ancak bu yüksek dijital öz yeterliğe sahip olan öğretmenler, TALIS (Teaching and Learning International Survey) ülkeleri ve bölgelerinin neredeyse dörtte birindeki özel okullarda ve kabaca yedide birinde sosyo-ekonomik açıdan avantajlı okullarda çalışma eğilimindedir (OECD, 2022).
Çalışmalarında öğretmenlerin teknoloji öz yeterliklerini tespit etmeyi amaçlayan Sezgin vd. (2017), çalışma sonucunda öğretmenlerin internet kullanımı konusunda kendilerini yeterli hissettikleri, yazılımlar konusunda ise yeterli görmedikleri bulgularına ulaşmıştır. Çalışmada genel anlamda eğitimcilerin teknolojiye yönelik öz yeterliklerinin yüksek düzeyde bulunmasının teknolojiye erişimin oldukça kolaylaşmasıyla ilgili olabileceği ileri sürülmüştür.
Bu saha araştırmasında eğitimcilerin teknoloji ile ilgili öz yeterlik algılarını belirlemek üzere katılımcılara “Kendinizi ne düzeyde yeterli bir eğitim teknolojileri kullanıcısı olarak nitelendirirsiniz” sorusu yöneltilmiş ve yanıtlar 1’den 10’a kadar derecelendirilmiştir. Soruya 10 puan veren katılımcıların kendilerini oldukça yeterli gördükleri, 1 puan verenlerin de kendilerini hiç yeterli görmedikleri varsayılmaktadır. 1-3 puan veren katılımcıların kendilerini yeterli görmedikleri, 4-7 puan veren katılımcıların kararsız oldukları ve 8-10 puan veren katılımcıların kendilerini yeterli gördükleri esas alınarak analiz gerçekleştirilmiştir. Grafikte katılımcıların toplam puanları ve cinsiyete göre analizler sunulmuştur. Buna göre eğitimcilerin eğitim teknolojileri konusunda kendilerini pek de yeterli görmedikleri kararsızların oranının yüksek olmasından anlaşılmaktadır. Dolayısıyla eğitimcilerin yeterlik konusunda zihinlerinde bir belirsizlik olduğu söylenebilir.
Toplam Puan ve Cinsiyete Göre Eğitimcilerin Kendilerini Yeterli Bir Eğitim Teknolojileri Kullanıcısı Görme Düzeyleri (%, 2022)
Cinsiyete göre analizde erkek ve kadın eğitimcilerin kendilerini ne düzeyde yeterli bir eğitim teknolojileri kullanıcısı olarak nitelendirdikleri, bağımsız örneklem t-testi ile karşılaştırılmıştır. Erkek eğitimcilerin (Ort=7,30, SS=1,609, n=493) kadın eğitimcilere göre (Ort=6,86, SS=1,553, n=535) anlamlı şekilde kendilerini daha yeterli nitelendirdikleri görülmektedir (p<0,05). Bu noktada cinsiyetin teknoloji kullanımı konusunda nasıl bir etkisi olabilir sorusu akla gelmektedir. Alandaki diğer çalışmalara bakıldığında Gudmundsdottir ve Hatlevik (2018)’in çalışmasında erkeklerin bilgi ve iletişim teknolojilerinde kendilerini kadınlara göre daha özgüvenli hissettiklerini tespit etmiş; ancak erkeklerin genellikle bu tür sorularda kendilerini olduğundan daha iyi raporladıklarını göz önünde bulundurarak bu duruma ihtiyatla yaklaşmıştır.
Yaş bakımından değerlendirildiğinde her ne kadar istatistiksel olarak anlamlı bir veri elde edilememiş olsa da yaş oranı yüksek olan eğitimcilerin, yaşı küçük olan eğitimcilere göre kendilerini yeterli görme oranlarının düştüğü tespit edilmiştir. 34 yaş ve altında bu oran %42,7 (f=195) iken 45 yaş ve üzerinde %36,3 (f=65) oranına düşmüştür. Aynı zamanda kararsız olarak kanaatlerini belirten eğitimcilerin oranı, yaş aralığı yüksek olan katılımcılarda daha yüksektir. Durak ve Seferoğlu (2017) da çalışmasında benzer bir bulguya ulaşmış, öğretmenlerin bilişim teknolojileri yeterlik puanlarının yaşın artışına bağlı olarak düştüğünü ortaya koymuştur.
Yaşa Göre Eğitimcilerin Kendilerini Yeterli Bir Eğitim Teknolojileri Kullanıcısı Görme Düzeyleri (%, 2022)
Yeterliğin mesleki kıdemle arasındaki ilişkiyi gösteren grafiğe bakıldığında eğitimcilerin %40’ı (f=98) mesleklerinin ilk yıllarında kendilerini yeterli görürken bu oran 6-10. yıllarda %44’e (f=118) çıkmakta; ancak daha sonra düşüşe geçmektedir. Sezgin ve diğerlerinin (2017) çalışmasında da yaş ve kıdem arttıkça yeterlik algısının azaldığı tespit edilmiştir. Aynı çalışmada görüşleri alınan öğrenciler daha genç öğretmenlerin ET’ye derslerinde daha fazla yer verdiğini de ifade etmiştir.
Mesleki Kıdeme Göre Eğitimcilerin Kendilerini Yeterli Bir Eğitim Teknolojileri Kullanıcısı Görme Düzeyleri (%, 2022)
Ön lisans/lisans veya lisansüstü mezunu eğitimcilerin eğitim düzeylerine göre kendilerini ne düzeyde yeterli bir eğitim teknolojileri kullanıcısı olarak nitelendirdikleri de bağımsız örneklem t-testi ile karşılaştırılmıştır. Buna göre ön lisans/lisans mezunu öğretmenler ile (Ort=7,07, SS=1,574) lisansüstü mezunu olan eğitimciler (Ort=7,07, SS=1,740) arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir (p>0,05). Sonuç olarak ön lisans/lisans mezunu olma ve lisansüstü eğitimciler kendilerini ET’de aynı düzeyde yeterli görmekte ve eğitim durumunun bu değişken üzerinde bir farklılık yaratmadığı görülmektedir.
Özetle, eğitimcilerin ET’ye yönelik yeterlik algıları incelendiğinde çeşitli değişkenlere göre yanıtlarda farklılıklar gözlense de eğitimcilerin çoğunlukla kendilerini yeterli olarak görme konusunda kararsız oldukları görülmüştür. İfade cinsiyet değişkenine göre incelendiğinde erkek eğitimcilerin kadın eğitimcilere göre ET’de kendilerini daha yeterli gördükleri bulgusuna ulaşılmıştır. Yaşa göre incelendiğinde ise eğitimcilerin orta yaşlarda kendilerini daha yeterli gördükleri anlaşılmaktadır. Mesleki kıdemde de benzer bir tablo ortaya çıkmakta; 6-10 yıl arası mesleki kıdeme sahip katılımcılar kendilerini yüksek düzeyde yeterli görürken daha az tecrübeli eğitimcilerde ve 21 yıl ve üzeri tecrübeye sahip olanlarda yeterlik algıları azalmaktadır. Eğitimcilerin eğitim durumları kapsamında ise yeterlikler ile ilgili olarak anlamlı farklılıklara rastlanmamıştır.
Kaynakça
Durak, H. & Seferoğlu, S. S. (2017). Öğretmenlerin teknoloji kullanım yeterliklerinde etkili olan faktörlerle ilgili bir inceleme. H. F. Odabaşı, B. Akkoyunlu ve A. İşman (Ed). Eğitim teknolojileri okumaları içinde (537-556), Adapazarı: TOJET ve Sakarya Üniversitesi.
Gudmundsdottir, G. B. & Hatlevik, O. E. (2018). Newly qualified teachers’ professional digital competence: Implications for teacher education. European Journal of Teacher Education, 41(2), 214-231.
OECD. (2022). What makes students’ access to digital learning more equitable? 06 Mart 2023 tarihinde erişildi.
Sezgin, F., Erdoğan, O. & Has Erdoğan, B. (2017). Öğretmenlerin teknoloji öz yeterlikleri: Öğretmen ve öğrenci görüşlerine yönelik bütüncül bir analiz. Eğitim Teknolojisi Kuram ve Uygulama, 7(1), 180-199.